Sakin Ol Türkiye!..Depreme Hazırlık, Dayanışma ve Sağduyu Zamanı

Silivri açıklarında meydana gelen depremle bir kez daha fark ettik ki İstanbul gibi büyük bir şehirde afet yönetimi yalnızca kurumların değil, bizlerin de hazırlıklı olmasını gerektiren bir sorumluluk.

Depremin hemen ardından görev yaptığım sağlık kurumunda, HAP (Hastane Afet ve Acil Durum Planı) ekibi olarak harekete geçtik. Sağlık Bakanlığı’na bağlı tüm hastanelerde HAP ekipleri görevinin başında yer aldı. Bizler sadece sağlık hizmeti sunmuyoruz; aynı zamanda “devlet burada” duygusunu yaşatıyoruz.

HAP Başkanı, öncelikle kurumun HAP planlama ekibini göreve çağırır. Kuruma intikal eden HAP üyeleri, Olay Yeri Ekibi (OYE) olarak görev dağılımlarını alırlar. HAP Sekretaryası, tüm gelişmeleri kayıt altına alır; paydaşlarla olan organizasyon HAP Başkanı liderliğinde yürütülür.

Başkan, OYE ekibinden görevlendirdiği kişiler ve kendisinin hastane içi ziyaretleriyle birimlerden durum bilgisi alır. Bu bilgiler doğrultusunda güvenli alan tahliyesi, destek personel ihtiyacı gibi detaylar planlanır. Telsiz gibi haberleşme araçları kontrol edilir ve devreye alınır. AFAD ve ilgili resmi makamlardan gelen bilgi talepleri raporlanarak yanıtlanır.

Acil servisler, yoğun bakımlar, ameliyathaneler, doğumhaneler ve görüntüleme merkezleri gibi kritik birimlerin fizibilitesi yapılır, öncelikli tedbirler devreye sokulur. Bu süreçlerin her biri, görünmez kahramanlarımız olan sağlık çalışanlarının özverisiyle gerçekleştirilir.

•Panik yapmayın; sakin kalmak hayat kurtarır.

•Deprem anında “çök-kapan-tutun” kuralını uygulayın.

•Asansör ve merdivenlerden uzak durun.

•Toplanma alanlarına gidin, yanınıza acil çantanızı alın, resmi açıklamaları takip edin ve güvenlidir açıklaması yapılmadan  evlere dönmeyin.

•Telefon hatlarını acil durumlar dışında kullanmayın.

•Devletimizin Kamu Kurumlarının resmi açıklamalarını, AFAD Başkanlığının açıklamalarını  takip edin; sosyal medya kaynaklı bilgi kirliliğine kapılmayın.

Bugün resmi tatil olması sebebiyle pek çok vatandaşımız ailesiyle birlikteydi. Panik daha az hissedildi, iletişim ve organizasyon daha kolay sağlandı. Ancak unutulmamalı ki afetler yalnızca bugünün değil, her günün gerçeğidir.

Bir sağlık çalışanı olarak bu gün ben neler hissediyorum?

Ben de bugün, çocuklarımı “evlere girmeyin, parkta oturun” diyerek zor ikna edip, kendim dokuz katlı binamızın bulunduğu hastaneye doğru yola çıktım. Sivil Savunma Amirliği’nde görevli bir sağlık çalışanı olarak, görevimin başına geçtim. Kendi çocuklarımın gözlerindeki korkuyu görerek, başka çocukların güvenliği için görev almak benim kelimelere dökerek tarif edemeyeceğim, tüm sağlık çalışanlarımızın ve güvenlik güçlerimizin taşıdığı  ağır bir duygu.

Vatandaşlarımız güvenli alanlarda beklerken, sağlık çalışanları ve güvenlik güçleri olağan işlerine devam ediyor, aynı anda afet planlamasını yürütüyor. Kendi anne babası, çocuğu için endişe duyan sağlıkçılar, tüm bu duyguları içlerine gömerek, yine de görevine koşuyor. Bu denli fedakarrca hizmet eden çalışanlarımıza halkımızın saygı duyması ve şiddet eylemlerine son vermesi bizlerin görevini huzurla gerçekleştirmesini motive olmasını sağlayacaktır. Halkımızdan beklentimiz saygı ve bizlere karşı güven duymalarıdır.

Bu gün görev yaptığım hastanenin aciline deprem kaynaklı korku ve panikle hareket ederek yaralanan 63 hasta müracaat etti. Hiç bir binanın  yıkılmadığı bölgemizde panik nedeniyle müracaat eden kişi sayısı saat 17:00 itibariyle 63 kişi olarak kayıtlara geçti. Büyük bir rakam ve bize sakin kalmanın önemini hatırlatan önemli bir gerçeklik.

Rabbim milletimize bu nevi acı ve korkular  yaşatmasın. Birliğimiz daim, sağlığımız tam, umudumuz güçlü olsun.